Süveyş Kanalı projesinin sahibi Fransız
diplomat Ferdinand de Lesseps, 1858’de Ali Paşa’ya gönderdiği özel bir mektupla
onu inşaa edilmesi için ikna etmişti. Kanal için gerekli maddi kaynak, hisse
senedi satışı yoluyla gerçekleştirildi. İnşası Nisan 1859’da başladı ve 1869’da
bitti. Nihayet 17 Kasım 1869’da Süveyş Kanalı açıldı. Süveyş Kanalının natal
haritasındaki Uranüs-Jüpiter açısını hatırlayın. Jüpiter’in bolluk ve bereketi
anlatan Uranüs’ün eşitlikçi paylaşım hakkını gösteriyor.
Kanal’ın açıldığı günden
başlayarak, Süveyş Kanalı’nda “serbest geçiş”4 ilkesi uygulanmıştır. Büyük
Britanya’nın Mısır’ı işgali, bu ilkenin uygulanması açısından diğer devletleri
kaygılandırınca 29 Ekim 1888’de İstanbul’da uluslararası bir antlaşma
imzalanmıştır. Antlaşmanın ilk maddesinde hangi ülkenin bayrağını taşırsa
taşısın kanalın her zaman tüm savaş ve ticaret gemilerine açık olacağı, serbest
kullanımına tarafların müdahale etmeyeceklerini taahhüt ettikleri ve kanal
üzerinde bir abluka uygulanamayacağı hükmü konmuştur. Dolayısıyla ilk maddedeki
tüm bu hükümler “geçiş serbestisi” ilkesini açıkça ortaya koymaktadır. Yine
Uranüs’ün minimum standart uygulanması prensibini anlatıyor. Jüpiter-Uranüs
arasındaki 108’lik açı bu konuda her şeyin tam ve eksiksiz olduğu, herhangi bir
şüphe olmadığını anlatır. Burada Süveyş kanalının açılışı bir anlamda global
bir gerekliliğin tamamlanmasıdır.
Süveyş Krizi olarak kabul edilen
ilk olay 26 Temmuz 1956’da Mısır’ın Süveyş Kanal Şirketi’ni ulusallaştırmasıyla
Batılı ülkeler bakımından stratejik düzeyde büyük bir olumsuz etki ortaya
çıkmıştır.
Bu karar, petrol taşımacılığında
da büyük bir değişikliğin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Krizden önce, Avrupa
petrol gereksiniminin %75’i Ortadoğu’dan sağlanmakta ve bunun % 50’si Süveyş
Kanalı’ndan geçmekteydi. Büyük Britanya ise petrol gereksiniminin % 85’ini
Süveyş Kanalı yolu ile sağlamaktaydı. Kararla birlikte büyük bir petrol
bunalımının da kapısı açılmış olmaktaydı. Batılı ülkeler bunalımı aşmak için
Batı yarıkürenin petrolüne yönelmişler, bu da petrol fiyatlarının o dönem için
yükselmesine neden olmuştur.
O günün transit haritasında Plüto-Satürn
(düzenin yıkılıp yeniden yapılandırılması) ve Satürn’ün Akrep’te retro olması
elbette petrolle ilgisini gösteriyor. Transit Plüto’nun natal Jüpiter’e 150’lik
açısı bazı durumların geliştirilmesi ve revizyona girmesi için mecburiyet getiren
krizi gösterir. Plüto’nun bulunduğu dereceler zenginlikle ilgili olduğu kadar (Plüto
Akrep’in yöneticisi olarak petrol için) mücadele etmeyi ve hatta askeri anlamda
tehlikeli durumları da gösterir. Jüpiter uluslararası geçerliliği olan yasalar ve uluslararası taşımacılıkla da ilgili.
2023’te 23 Temmuz’da Venüs’ün
aynı derecede retro hareketine başlarken Plüto-Neptün 60’lığına apexte YOD açı
oluşturduğunu hatırlayalım.

































